Cemgazi Yoldaş
Twitter* temsilci belirleme yükümlülüğünü yerine getiremediği için Twiter’a reklam verme yasağı getirildi. Yasal düzenlemeler, siteye yüzde 90’a kadar bant daraltma cezası uygulamayı da öngörüyor. Yani Twitter, 2000’li yılların başında olduğu gibi siteye girebilmek için kuyruk beklediğiniz bir platform halini alabilir.
Başlığının yanlış anlaşılması ihtimaline karşı en başta belirtilmesi gerekiyor. Başlık provokatif bir ünlem ya da retorik bir soru değil. Gerçekten tartışılmak istenen samimi bir soru.
Twitter ve “Twitter kamusu” üzerine yapılan değerlendirmelerde baskın anlayış, kullanıcıların burayı “yeni” bir kamusal alan olarak kullandığı üzerinden yürüyor. Daha eleştirel yorumlar, bu “yeni medya”da direniş potansiyeli de görüyor. Özellikle, 2010’lı yılların başlarında zirve noktasına ulaşan, “yeni medyanın” direnişçi yönüne vurgu yapan bu anlayış halen hâkim konumda. Dolayısıyla, Twitter’ın kapanma ihtimali ne zaman gündeme gelse, bunun başa çıkılmayacak bir distopya olacağı korkusu bütün bir Twitter’a sirayet ediyor. Twitter’a dönük bu direnişçi anlayışın geldiği “yeni karanlık çağların başlangıcı” korkusu ironik ve çarpıcı bir serüven.
Twitter’a yönelik daha zayıf olan başka bir eleştirel yaklaşım da var. Bu yaklaşım Twitter’ın insanların birbiriyle etkileşim kurduğu bir ortam olduğunu yadsımıyor. Ancak, sıradan kullanıcıların örgütlü ya da örgütsüz eylemlerinden daha fazla Twitter’ı etkileyen ilişkilerin varlığını ortaya çıkarmaya çalışıyor. Twitter dışındaki örgütlü yapıların Twitter’a yönelik troll operasyonları ve reklamcılık faaliyetleri aracılığıyla Twitter’ın bir araç haline geldiği, bu araç vasıtasıyla kullanıcıların fikirlerinin etkilenmeye çalışıldığı ve “Twitter kamusu”nun gündeminin yapay bir şekilde oluştuğu iddia ediliyor. Twitter’a yönelik bu araçsalcı yaklaşım bir açıdan önemli. Twitter söz konusu olduğunda, birbirinden farklı kullanıcıların yaptığı paylaşımlarla oluşan doğal harmoniyi temel almak yanıltıcı olabilir. Twitter, çeşitli yapıların denetimine ve müdahalesine sürekli olarak açıktır. Bu yaklaşım, bu müdahaleleri açığa çıkarabilme imkânını sunduğu için önemlidir. Dolayısıyla, başlıkta sorulan soru samimi bir sorudur. Ancak sıradan kullanıcılar açısından değil, Twitter’ı kapatmak, Twitter üzerinde yasal denetiminin yanı sıra operasyonel örgütlüğü bulunan iktidar için bu kadar kolay mı?
Türkiye siyasi hayatı içinde Twitter özellikle Gezi Direnişi’nden bu yana önemli bir yer tutuyor. Ancak bugünkü önemi, Gezi Direnişi’ndeki öneminden bambaşka bir biçim almış boyutta. Artık, Twitter ve siyaset ilişkisi, belirli bir bilişsel gücü uygulayabilecek örgütlü troll yaratımında yatıyor. Seçim gündeminde, her siyasi partinin kendi algı mekanizmasının temelinde kurulan “troll orduları” bulunuyor. Ancak, yasal yaptırım yetkisini elinde tutan idare üzerindeki etkisi göz önüne alındığında iktidar partisinin troll ağlarıyla olan ilişkisi bütün hepsinden ayrı bir yerde konumlanıyor. Özellikle, Twitter’ın el değiştirmesinin ardından yapılan değişikliklerle birlikte Twitter’ın troll operasyonlarına daha açık geldiğine ilişkin görüşler bulunuyor.
O halde yerel seçimler öncesi iktidar partisinin önünde iki seçenek olduğu söylenebilir. Twitter’da büyük oranda örgütsüz bir şekilde anlık olarak açığa çıkan, dijital dünyanın sınırlarına oldukça az taşan muhalif eleştiri ve eylemlerinin önünü kesecek bir şekilde Twitter’ı kullanılmaz hale getirmek ve “sansür”cü olarak anılmak. Ya da kendi troll ordusunu koruyacağı ve yerel seçimlerde kullanacağı bir şekilde bir ara formül bulmak. Yani iktidar, bir kere daha, kendi anlık çıkarları doğrultusunda hazırladığı bir mevzuata uymak ve uymamak arasında karar vermek zorunda. Denetiminin ve operasyonel kapasitesinin en örgütlü olduğu Twitter’a yönelik vereceği kapatma kararı başka platformlar için daha cesur sansür hamleleri alma iradesi olarak okunabilir. Çünkü, Instagram ve Facebook dışında kalan, diğer dijital platformlarda hem de Twitter benzeri diğer mikro-blog uygulamalarında henüz tam hakimiyet kurmuş değiller. Buralara müdahale, ancak iktidarın cezalandırıcı araçlarının yani yasal dayanak bulması gereken yavaşlatma veya erişim engeli kararlarının alınmasıyla mümkün.
En başta söylenmeye çalışıldığı gibi başlık samimi bir sorudur. Ancak, Twitter’ı siyasetin belirleyiciliğinden arınmış kullanıcılar alanı ve Twitter’a yönelik her tür siyaset müdahalesini “dışssal” olarak gören bir anlam içermiyor. Hatta, bu soru kullanıcılar için sorul(a)maz; tam da iktidar partisi için sorulur, “Twitter’ı kapatmak bu kadar kolay mı?”
*Uygulamanın güncel adı “X” olmakla birlikte, uzun yıllardır kullanılan ve halen yaygın olarak kullanımı tercih edilen eski ismi tercih edlimiştir.